15 Haziran 2012 Cuma

Projeniz Okullu Olsun




Proje yönetiminde artık geleneksel "ürün odaklı" modellere yer yokBağımsız bir Proje Yönetim Grubu olan PY Group, geçtiğimiz günlerde inşaat ve gayrımenkul sektörüne yetkin eleman yetiştirmeyi amaçlayan Proje Okulu projesinin ilk seminerini düzenledi. Fikirden işletmeye toplam çözüm yönetimi konulu seminerin katılımcıları değişen dünyanın dinamiklerinin inşaat ve gayrımenkul yatırımlarına nasıl yansıdığına şahit oldular. Proje Okulu'nun amacı, inşaat ve gayrimenkul projelerinde verimsizliğe ve para kaybetmeye sebep olan kaynakların yetersiz kullanımı sorununa çözüm aramak. Proje Yönetim'in Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Doğançay'a göre bugün Türkiye'de hala geleneksel ürün odaklı proje yönetimi gerçekleştiriliyor. Özellikle büyük projelerde görev alan kişiler ya da kurumlar birbirleriyle iletişimsizliğin ve stratejik planlamaya yeteri kadar önem vermemenin acısını çekiyorlar. Proje Yönetim, tecrübelerinden yola çıkarak dünyada matematiksel bir yönetim modeli, yeni bir paradigma olarak ifade edilen bir proje yönetimi anlayışını "fikinden işletmeye toplam çözüm yönetimi" olarak adlandırdı. Bu yeni modelde planlamanın özellikle stratejik planlamanın projenin yaratılmasında ve geliştirilmesindeki önemine dikkat çekiliyor. CCI'nın (Client Construction Network) verdiği bilgilere göre stratejik planlamanın projenin toplam maliyetindeki payı yüzde 5 olmasına rağmen, projenin toplam ticari başarısına etkisi yüzde 65'lere varıyor. Yapım ve uygulama aşamasındaki maliyetlerin toplam maliyet içindeki payı yüzde 85 iken, projenin toplam ticari başarısı içindeki payı ancak yüzde 10 seviyelerinde kalıyor.
İşte Proje Yönetim Grubu'nun anlatmaya çalıştığı da bu. Proje Okulu da, projelerini bu ufak matematik hesabını dikkate alarak yapmak isteyenlere, bunu nasıl yapacaklarını anlatıyor.
"Projeler artık çok paydaşlı"
*Proje Yönetimi'nin başkanı olarak Türkiye'de inşaat ve gayrimenkul sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçtiğimiz yıl depremler, inşaat sektöründe yeni yapılanmalar için çıkış noktası oluşturdu. İnşaat sektöründe yeni gelişmeleri regüle edecek yeni yasalar hazırlanıyor. Ancak çıkan yasalar hala geleneksel modeller ve yaklaşımlara dayalı.
* Bugün hâlâ geleneksel anlayışlar hakim dediniz...
Değişen iş ve yönetim anlayışları ve yeni ekonominin değişen koşulları yakın geçmişte sadece işveren, tasarımcı, müşavir mühendis ve yükleniciden oluştuğunu sandığımız proje paydaşlarının sayısı hızla artmaya başladı. Finansörler, işletmeciler, pazarlamacılarla başlayan bu artış, projeden etkilenen çevreci örgütlerden halka arzlarla hisse senedi sahiplerine kadar uzandı.



kaynak: http://arsiv.sabah.com.tr/2000/08/20/t11.html

İnşaat Yönetimi'ne Genel Bakış


İngilizce adı "construction management" olan inşaat yönetimi sanıldığı üzere sadece bir yapıyı inşaa etmek değildir. İnşaat yönetiminde belirli bir iş planı üretilmesi söz konusudur. Burada, Proje işletme planlaması, maliyet hesapları, zaman hesapları, kalite kontrol, yönetimsel iletişim, güvenlik yönetimi gibi teknik işlerin projelendirilmesi, bu işlerin yönetici kadrolarının ve takımlarının hesaplanması, proje kontrollerinin yapılması, elemanlara rol ve sorumluluk tayini gibi işler söz konusudur.
Türkiye'de müteahhit firmaların yaptığı bir iştir ve dört farklı kurumun bir arada çalışmasını düzenler: 1. Sahip; işveren veya arsa sahibi. 2. Müteahhit, inşaatı yapan kurum. 3. Devlet veya İlgili yasalar ve 4. Tasarımcı, Mimar ve Mühendisler. Yapılan İşleri: Proje süreçlendirmesi ve iş tanımları, teknik maaliyet hesabı, para akış hesapları, fleksibilite hesapları, tasarım danışmanlığı ve mimari hesaplar, mühendislik hesapları, kaynak aktarımı, kaynak bulunması, yasal takipler, eleman ayarlanması ve daha niceleri..
Türkiye'de İnşaat yönetimi için bir firma arıyosanız, gelin Çobanlı inşaatla görüşün, bizimle iletişim kurmak için burayı tıklayın. Unutmayın, inşaat yönetimi demek müteahhitlik demek değil sadece, yapılan projenin işletilmesini de karşılamaktır.
Bilgisayar Destekli İnşaat Yönetimi
Dünyada İşletme yönetimi açısından en ileri ülke sayılan ABD’de 1960 yıllarda bilgisayarların gelişimi ve yaygınlaşması ile birlikte “Bilgisayar destekli İnşaat planlaması” ön plana çıkmaya başlamıştır. 1957-58 yıllarında geliştirilmeye başlanmış olan CPM metodolojisinin kullanımı, 1960'lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri Genel Müteahhitler Birliğince uygulamada ve eğitimde de onaylanmıştır. ABD yönetiminin inşaatla ilgili kuruluşlarının, CPM kullanımını büyük projelerde zorunlu hale getirmesinden sonra ise büyük önem kazanmışlardır. Bu metodolijiyi çözen programlar o denli yaygın ve kullanışlı bir araç haline gelmişlerdir ki; herhangi bir inşaat davasında, mahkemeler bile, CPM çözümünü davayı incelemek için ön şart olarak istemektedirler. 1990’lı yıllardan sonra ise ABD’de “İnşaat Proje Yönetimi” için bir standart oluşturulmuştur.
Bu kapsamda, öncelikle mal sahibi veya yatırımcının sorunu olan inşaat proje yönetimi için hazırlanmış bulunan standart, uygar dünyanın girişimcilere sağladığı en büyük destek olduğu gibi, inşaat proje yönetiminin de iş tanımı (job description) niteliğindedir. Öte yandan ABD İnşaat Yöneticileri Birliği’nce (CMAA Construction Management Associotion of America) inşaata özgün biçimde hazırlanmış olan Standart, “İnşaat Yönetim” safhasında görev alan teknik personeli de genel nitelikteki ABD Proje Yönetim Derneği (PMI) esaslarını inşaata uyarlama çabasından kurtarmış bulunmaktadır. Mühendisler Odası tarafından bastırılan CMAA’nın İnşaat Yönetiminin Hizmet ve Uygulama Standardı şu işlevleri kapsamaktadır.
  1. Proje yönetimi
  2. Maliyet yönetimi
  3. Süre yönetimi
  4. Kalite yönetimi
  5. Sözleşme uygulaması
  6. İş güvenliği programı
Neyi planlar ve yönetiriz? Neyi denetleriz: Proje, maliyet ve süre; miktar, zaman ve parasal içerikli olup aritmetiksel algoritmaya sahip veri değerlendirme programları içinde incelenmesi gereken kavramlardır. “Yönetim/Planlama” olgusu içinde yer alması gereken bu kavramlar kişilerin yönetim becerisi, kullanılan yazılım ve araçlara veya yönetim kararları doğrultusunda değişkenlik gösterip, farklı miktarda, farklı zamanlarda, farklı maliyetlerde olabilir.
Kalite, sözleşme, iş güvenliği kavramları ise “denetim” olgusu içinde düşünülmelidir. Yöneticinin becerileri ile sınırlandırılmış değerler olmayıp; şartnameler, standartlar, sözleşmeler tarafından belirlenmiş hedeflerdir. Aritmetiksel algoritmalara sahip değillerdir. Bu noktada kullanmamız gereken veri değerlendirme programları değil, uymamız gereken kural, yöntem ve standartlar vardır.

Kaynak:http://www.insaatyapimi.com/insaatyonetimi.html
Örnek bir uygulama: http://www.projectcenter.web.tr/

İnşaat Sektöründe Katma Değer ve Proje Yönetimi


İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.


2010 yılında ekonomik krizin etkilerini üzerinden atan ve yılı %15,1 oranında büyümeyle kapatacağı öngörülen inşaat sektörü 10,8 milyar dolar reel katma değere ulaştı. Net ihracatçı yapısı ve istihdam odağı olması gibi özellikleriyle dikkat çeken inşaat malzemeleri sanayisi ise 68,1 milyar TL’liküretim hacmiyle ekonominin lokomotifi olmaya devam etti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma ve ihracattaki başarılı performans sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.
İMSAD için Etiplan Araştırma Şirketi tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sektöründe Dağıtım Kanallarının Geleceği Araştırması’nın ekonomik verilere yer verilen ilk bölümü sonuçlarına göre, inşaat sektörünün 5 yıllık ortalama büyüme hızı %13,6 olacak. Aynı dönemde GSYH yıllık ortalama artışının ise %5 civarında seyretmesi bekleniyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
Araştırmada; yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde, gelecek beş yıl için ortalama yıllık artış hızının %12,8’e, 2015 yılında iş hacminin 40,4 milyar dolara ulaşacağı öngörüldü.
İnşaat malzemeleri sanayisinin bugünkü üretim hacmi 68,1 milyar TL’ye ulaşırken, bu değer 30 alt sektör ve 135 ürün grubunu kapsıyor. Sektörde önümüzdeki beş yılın büyüme ortalaması %14,5 olarak tahmin ediliyor.
İnşaat malzemeleri sanayisinde 2008 yılında 24,3 milyar dolara kadar çıkan ihracatın, küresel ekonomik krizin etkili olduğu 2009’da gerileme kaydettikten sonra 2010 yılında 18,7 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor. İhracatın son beş yıldaki ortalama yıllık artış hızı %15 olurken, bu artış hızının gelecek yıllarda (2011-2015) yılda %16,5 oranında olması bekleniyor.
2010 yılı itibarıyla en fazla inşaat malzemesi ihraç edilen ülkeler ise Irak, Mısır, Libya ve BirleşikArap Emirlikleri oldu. Bu ülkeleri İngiltere, Cezayir, Almanya ve İran izledi. Bu sekiz ülkenin toplamdaki payı %45’i buluyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: “İnşaattaki toparlanma Türkiye ekonomisinin büyümesine ve istihdama olumlu yansıdı.”
“Küresel ekonomik krizin ardından gösterdiği toparlanma performansıyla dünya sıralamasında yerini alan Türkiye ekonomisi, 2010 yılının ilk dokuz aylık döneminde GSYH gelişme hızında %8,9 oranında artış kaydetti. İnşaat sektörü ise yılın 3. çeyreğinde %24,6 oranında büyüme yaşayarak en hızlı büyüyen sektör oldu. Böylece her zaman dile getirdiğimiz lokomotif sektör olgusu bir kez daha ispatlandı. İstihdam ayağında da 2010 yılında toparlanma sinyali belirginleşti. 2007 yılının ilk çeyreğinden beri ilk kez artıya geçen istihdam verisi, inşaat sektöründeki toparlanmanın tabana yayılmaya başladığını gösteriyor. Türkiye ekonomisinin %7-8 büyümeyle tamamlayacağı beklenen 2010 yılı, inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş dönemi oldu.”
Prof. Dr. Kerem Alkin (İMSAD Ekonomi Danışmanı): 3x100 milyar $ hedefini yakalayabilir, hatta geçebiliriz!”
“Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı 2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde, diğer bir ifade ile 1,5 trilyon dolara yakın bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen Türk ekonomisinde, inşaat sektörünün bu hedefe önemli katkı sağlaması, GSYH büyümesindeki katkısını yüzde 5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesini gerektirmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’de özel sektör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilen toplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en az yüzde 15 artması gerekirken, inşaat sektörü yatırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yakalaması gereğidir.
nşaat sektörü, bulunduğumuz coğrafyada, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde 2023’e kadarki zaman diliminde alt ve üst yapı inşaat projelerindeki hamleyi dikkate alarak, inşaat malzemesiihracat hacmini 100 milyar dolara, müteahhitlik hizmetlerinden Türkiye’nin elde ettiği geliri 100 milyar dolara ve yurtiçi inşaat sektörü hacmini de 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Türkiye, 2023 yılında toplam ihracatının yüzde 20 ile 25oranında bir bölümünü yüksek kalitede ve nitelikli inşaat malzemesi ihracatı ile gerçekleştirmeyi başarırsa; 100 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihracat hedefi başarılabilir. Ulusal bazda ise; Türkiye’nin toplam sabit yatırımlarının en az yüzde 50’sinin inşaat sektörü yatırımları olarak gerçekleşmesi ve inşaat yatırımlarında ortalama reel büyümenin yüzde 18 düzeyinde gerçekleşmesi, sektörün yurtiçi pazar büyüklüğünün de 100 milyar doları yakalaması, hatta geçmesi anlamına gelecektir.”

Rakamlarla Türk inşaat sektörü
2010 büyüme oranı: %15,1
Reel katma değer: 10,8 milyar dolar
Özel sektör inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 57,6 milyar TL
Kamu inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 31,1 milyar TL
İnşaat sektörünün ürettiği toplam katma değer: 59,3 milyar TL
GSYH içindeki payı: %5,6
Toplam yatırımlardaki payı: %46,1
İnşaat sektöründe çalışan sayısı: 1.307.000
Toplam istihdamdaki payı: %5,7
Dolaylı istihdam hacmi (kayıt dışı dahil): 4.560.000

2015 öngörüleri
GSYH Büyüme Oranı                                       : %4,7
Toplam Sabit Yatırımlar Artış Oranı     : %7,5
İnşaat Sektörü Büyüme Oranı   : %10,1
Yurt dışı Müteahhitlik Hizm. Büyüme Oranı : %15,0
Yurt dışı Müteahhitlik İş Hacmi   : 40,4 Milyar USD
İnşaat Malzemeleri Sanayi Büyüme Oranı  : %14,5
İnşaat Malzemeleri İhracatı Büyüme Oranı  : %17,5
İnşaat Malzemeleri İhracat Hacmi   : 40,2 Milyar USD


İnşaat Proje Yönetimi Temel İlkeleri


İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.


2010 yılında ekonomik krizin etkilerini üzerinden atan ve yılı %15,1 oranında büyümeyle kapatacağı öngörülen inşaat sektörü 10,8 milyar dolar reel katma değere ulaştı. Net ihracatçı yapısı ve istihdam odağı olması gibi özellikleriyle dikkat çeken inşaat malzemeleri sanayisi ise 68,1 milyar TL’liküretim hacmiyle ekonominin lokomotifi olmaya devam etti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma ve ihracattaki başarılı performans sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.
İMSAD için Etiplan Araştırma Şirketi tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sektöründe Dağıtım Kanallarının Geleceği Araştırması’nın ekonomik verilere yer verilen ilk bölümü sonuçlarına göre, inşaat sektörünün 5 yıllık ortalama büyüme hızı %13,6 olacak. Aynı dönemde GSYH yıllık ortalama artışının ise %5 civarında seyretmesi bekleniyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
Araştırmada; yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde, gelecek beş yıl için ortalama yıllık artış hızının %12,8’e, 2015 yılında iş hacminin 40,4 milyar dolara ulaşacağı öngörüldü.
İnşaat malzemeleri sanayisinin bugünkü üretim hacmi 68,1 milyar TL’ye ulaşırken, bu değer 30 alt sektör ve 135 ürün grubunu kapsıyor. Sektörde önümüzdeki beş yılın büyüme ortalaması %14,5 olarak tahmin ediliyor.
İnşaat malzemeleri sanayisinde 2008 yılında 24,3 milyar dolara kadar çıkan ihracatın, küresel ekonomik krizin etkili olduğu 2009’da gerileme kaydettikten sonra 2010 yılında 18,7 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor. İhracatın son beş yıldaki ortalama yıllık artış hızı %15 olurken, bu artış hızının gelecek yıllarda (2011-2015) yılda %16,5 oranında olması bekleniyor.
2010 yılı itibarıyla en fazla inşaat malzemesi ihraç edilen ülkeler ise IrakMısırLibya ve BirleşikArap Emirlikleri oldu. Bu ülkeleri İngiltere, Cezayir, Almanya ve İran izledi. Bu sekiz ülkenin toplamdaki payı %45’i buluyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: “İnşaattaki toparlanma Türkiye ekonomisinin büyümesine ve istihdama olumlu yansıdı.”
“Küresel ekonomik krizin ardından gösterdiği toparlanma performansıyla dünya sıralamasında yerini alan Türkiye ekonomisi, 2010 yılının ilk dokuz aylık döneminde GSYH gelişme hızında %8,9 oranında artış kaydetti. İnşaat sektörü ise yılın 3. çeyreğinde %24,6 oranında büyüme yaşayarak en hızlı büyüyen sektör oldu. Böylece her zaman dile getirdiğimiz lokomotif sektör olgusu bir kez daha ispatlandı. İstihdam ayağında da 2010 yılında toparlanma sinyali belirginleşti. 2007 yılının ilk çeyreğinden beri ilk kez artıya geçen istihdam verisi, inşaat sektöründeki toparlanmanın tabana yayılmaya başladığını gösteriyor. Türkiye ekonomisinin %7-8 büyümeyle tamamlayacağı beklenen 2010 yılı, inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş dönemi oldu.”
Prof. Dr. Kerem Alkin (İMSAD Ekonomi Danışmanı): 3x100 milyar $ hedefini yakalayabilir, hatta geçebiliriz!”
“Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı 2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde, diğer bir ifade ile 1,5 trilyon dolara yakın bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen Türk ekonomisinde, inşaat sektörünün bu hedefe önemli katkı sağlaması, GSYH büyümesindeki katkısını yüzde 5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesini gerektirmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’de özel sektör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilen toplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en az yüzde 15 artması gerekirken, inşaat sektörü yatırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yakalaması gereğidir.
nşaat sektörü, bulunduğumuz coğrafyada, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde 2023’e kadarki zaman diliminde alt ve üst yapı inşaat projelerindeki hamleyi dikkate alarak, inşaat malzemesiihracat hacmini 100 milyar dolara, müteahhitlik hizmetlerinden Türkiye’nin elde ettiği geliri 100 milyar dolara ve yurtiçi inşaat sektörü hacmini de 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Türkiye, 2023 yılında toplam ihracatının yüzde 20 ile 25oranında bir bölümünü yüksek kalitede ve nitelikli inşaat malzemesi ihracatı ile gerçekleştirmeyi başarırsa; 100 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihracat hedefi başarılabilir. Ulusal bazda ise; Türkiye’nin toplam sabit yatırımlarının en az yüzde 50’sinin inşaat sektörü yatırımları olarak gerçekleşmesi ve inşaat yatırımlarında ortalama reel büyümenin yüzde 18 düzeyinde gerçekleşmesi, sektörün yurtiçi pazar büyüklüğünün de 100 milyar doları yakalaması, hatta geçmesi anlamına gelecektir.”

Rakamlarla Türk inşaat sektörü
2010 büyüme oranı: %15,1
Reel katma değer: 10,8 milyar dolar
Özel sektör inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 57,6 milyar TL
Kamu inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 31,1 milyar TL
İnşaat sektörünün ürettiği toplam katma değer: 59,3 milyar TL
GSYH içindeki payı: %5,6
Toplam yatırımlardaki payı: %46,1
İnşaat sektöründe çalışan sayısı: 1.307.000
Toplam istihdamdaki payı: %5,7
Dolaylı istihdam hacmi (kayıt dışı dahil): 4.560.000

2015 öngörüleri
GSYH Büyüme Oranı                                       : %4,7
Toplam Sabit Yatırımlar Artış Oranı     : %7,5
İnşaat Sektörü Büyüme Oranı   : %10,1
Yurt dışı Müteahhitlik Hizm. Büyüme Oranı : %15,0
Yurt dışı Müteahhitlik İş Hacmi   : 40,4 Milyar USD
İnşaat Malzemeleri Sanayi Büyüme Oranı  : %14,5
İnşaat Malzemeleri İhracatı Büyüme Oranı  : %17,5
İnşaat Malzemeleri İhracat Hacmi   : 40,2 Milyar USD


Türk İnşaat Sektörüne Genel Bakış


IMF verilerine göre, 2010 yılında GSYH sıralamasında dünyada 16.sıraya yükselecek olan Türkiye’nin 2026 yılında dünyanın 13. büyük ekonomisi olması bekleniyor. Yani Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payın giderek yükselmesi ve ekonomisi güçlü bazı ülkelerin önüne geçmesi beklentisi var. Türkiye bu büyümeyi ancak ve ancak rekabetçi ve katma değeri yüksek sektörleri ile gerçekleştirebilecektir. Bu tanıma her yönüyle uyan sektörlerin en başında ise Türk İnşaat Sektörü geliyor. Önümüzdeki dönemde dünyada dengelerin ve buna bağlı iş yapış modellerinin de yeniden şekillendiği bir ortamda olacağımızı biliyor ve buna göre planlarımızı yapıyoruz.

Önümüzdeki dönemde Türk inşaat sektörü olarak güçlü yanlarımız Türk Müşavir, Mühendis ve Mimarlarının gitgide daha etkin rol üstlenmeleri, dünyada Çin’in ardından 2. sıraya yerleşen Türk Müteahhitlerinin dünyanın heryerinde daha büyük projelerin peşinde olması ve tabi ki Türk inşaat malzemelerinin de bölgesi dışına taşarak dünyada üretim üssü olmak hedefine koşuyor olmasıdır. Bugün çimento, seramik, demir-çelik, doğal taş üretimi gibi pek çok üründe Avrupa’da ve Dünya’da üretim ve ihracatta ilk sıralarda bulunuyoruz.

Diğer taraftan iç pazarda ise kişi başı inşaat malzemesi tüketimi gelişmiş ülkelerin çok altında bulunuyor. Depreme karşı yapı güvenliği başta olmak üzere mevcut yapıların kayıt altına alınarak iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Artık Türk inşaat sektörünün gündeminde iklim değişikliği ile mücadele ve düşük karbon ekonomisi, sanayide ve binalarda enerji verimliliği için kamu-özel sektör işbirliğinde atılması gereken adımlar, çevre ile ilişkili ürün yaşam döngülerinin belirlenmesi, inovasyon ve ARGE’ye artarak verilmesi gereken önem ve özetle sürdürülebilir büyümeye geçiş önemli yer tutuyor ve gelecekte bu konular daha da önem kazanacak. Özellikle binalarda enerji verimliliği konusunda atılacak adımların yapıların deprem güvenliği açısından da ele alınmasını sağlayacağını düşünüyoruz.

İnşaat sektörünün gelişme hızı 7 çeyrektir negatif büyüme ile sonuçlanıyor. 2008 ve 2009 yılı 3. dönem toplam 2 yılda küçülme oranı ise %26,1’e ulaştı.

İnşaat sektörü istihdama %5,7 katkı sağlıyor ve inşaat malzemeleri sanayisinden gelen +%2’lik katkı ile toplam istihdama katkı %7’yi buluyor ve kayıtdışı çalışanlarla toplam katkı %10’a yaklaşıyor.

Sektörde henüz sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme ortamı sağlanamamıştır. Diğer taraftan durgunluk ve küçülme ile karşılaşan diğer ülkelere göre yine de gelecek beklentisinin hem sektörümüz için, hem de ülkemiz için daha iyi bir noktada olduğunu düşünüyoruz. Bu iyimser beklentimizi maksimum faydaya dönüştürmek içinse başta özel sektör ve gerektiğinde kamu işbirliklerinin önem taşıdığının bilincindeyiz.

Çok sayıda önemli alt sektörü içeren inşaat malzemesi sanayisinin toplam büyüklüğü ve ekonomiye, ihracata katkısı yeterince ifade edilmiyor. 2008 yılında 24,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek ihracatta 1.sırada yer alan sektörün 2023 yılı ihracat hedefini de İMSAD olarak 100 milyar dolar olarak belirledik ve bu hedefi ilkini geçen yıl düzenlediğimiz ve bu yıl ikincisini düzenleyeceğimiz 1.İnşaatta Kalite Zirvesi’nde kamuoyu ile paylaştık. Şimdi 100 milyar dolar ihracat hedefinin alt kırılımlarına odaklandık. Sektörümüzün 2023 yılı için hedeflenen toplam 500 milyar dolar ihracatın önemli bölümünü gerçekleştirmesi için İMSAD olarak altyapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

25. faaliyet yılını tamamlayan İMSAD bugün bünyesinde 23 sektör derneği ve 72 sanayici kuruluştan 208 üyesi ile inşaat sektöründe çok önemli bir güç merkezi haline geldi. İMSAD üyeleri yaklaşık 1,5 milyon çalışan istihdam ediyor. İMSAD, Türk inşaat sanayisinin ve ilgili tüm sektörlerin gelişmesini ve büyümesini sağlamak, sektörde kurallar oluşturarak uygulanmasına yönelik katkı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor.


Orhan Turan
İMSAD İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı


Kaynak: Orhan Turan - yapiveri.com
Örnek bir uygulama için tıklayın.