11 Ağustos 2012 Cumartesi

Proje Yönetimi Nedir ?


Proje yönetimi kategorisi altında bu konudaki tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bundan yaklaşık 5 sene öncesinde ITIL,Six Sigma ve benzeri konularda dergilerdeki köşemde bahsettiğimde henüz isimleri bile duyulmamıştı. Proje yönetimi konusu her ne kadar bu konulara göre daha avantajlı olsada hala hak ettiği yerde değil. Yinede günümüzde ülkemizdeki insanların bu konuya eğilir olması umut verici.
Bu ilk yazıda ?Proje yönetimi nedir ?? sorusuna cevap vereceğiz. Bunun için öncelikle proje ve yönetim nedir bu konuya bir aydınlık getirelim.
Proje : Belirli bir başlangıç ve bitiş zamanı olan, amacı,kapsamı,bütçesi tanımlanmış ve bir kereye özel gerçekleştirilen aktiviteler toplamına denir.
Yönetim : Yönetme işi, çekip çevirme, idare (http://www.tdk.gov.tr)
Proje ve yönetim genel olarak böyle tanımlanmakta. Genel olarak diyorum çünkü her ikiside ?Proje Yönetimi? çatısı altında farklılaşmakta. Hatta Proje Yönetimi’de sektörlere göre farklılık gösteren bir kavramdır.
Peki Proje Yöntemi Nedir ?
Mısır’daki Piramitler bilinen en eski proje yönetimi uygulamasıdır. Hatta hala nasıl yapıldıkları çözümlenememiş bir uygulama hepinizin bildiği gibi. Proje yönetimi, hedef, maliyet ve zaman kriterlerine uygun eldeki kaynakları verimli bir şekilde programlama ve süreçleri kontrol etmektir.
Unutmayın hayatınızda farkında olarak yada olmayarak bir çok proje yer almakta. Ve siz hayatınızın Proje Yöneticisi’siniz.
Okan Barlas

Proje Yönetimi ve Hükümet Desteği


ITX Hükümetimiz müşterileri destekleyen proje yönetimi ve sözleşme yönetimi en üst düzeyde taahhüt eder. Aslında, tüm ITX hükümet Proje Yöneticileri Proje Yönetim Enstitüsü (PMI) sertifikalı Proje Yönetimi Uzmanları (PMP) vardır.
Katı deneyimi birleştiren ve eğitime devam eden, bizim PMs bize her proje ya da görev için uygun bir formalite seviyesine kolayca uyum sağlar performans yönetimi için iyi tanımlanmış bir yaklaşım uygulanacaktır. Biz (1) politikaları, standartları ve müşteri tarafından kurulan süreçler, ve (2) belirterek araçları ve görevler ve çalışanların etkin yönetimi desteklemek için prosedürleri ile en iyi uygulamaları entegre gerçekleştirebilirsiniz.
Bizim proje yönetim metodolojisi kanıtlanmış uygulamaları üzerine inşa ve Bilgi PMI Proje Yönetimi Vücut (PMBOK) bağlı ses proje yönetimi ilkeleri geçerlidir. Biz hükümet projelerin başarısı için önemli bir madde bir işbirliği ortamı içinde proje yönetimi becerisi ve uygulamalarının uzman uygulama olduğunun farkındayız. Net kurulması, üzerinde anlaşmaya varılan öncelikler doğru odaklama dönüşü en yüksek seviyede getirmek çabaları korunmasını sağlar.
Bir projenin başında, çaba boyunca kullanılır sağlam bir planlama vakıf kurmak için her müşteri ile yakın çalışır. PMI sertifikalı proje yöneticileri dikkatli kapsamında kontrol güveniyor, risk yönetimi, ölçme ve iletişim projeleri başarıyla teslim etmek. Bu tür iş dökümü yapısı (WBS) tanımları, teknikleri, kritik yol analizi ve optimizasyonu tahmin resmi görev ve kazanılan değer yönetimi (EVM) standartları gibi ayrıntılı planlama araçları bir dizi tarafından desteklenmektedir.
ÖzellikYarar
Genel yönetim denetim sağlayın ve yönetim sorumluluğu doğru düzeyi yetkisi her projeyi koordine etmek için gerekenHer proje tek tip kurallar ve prosedürler içinde yolda kalır
Düzgün tahsis için bilgisayar tabanlı proje yönetim araçları yararlanın ve çeşitli iş atamaları izlemekProje tarihleri ​​konusunda yatıyor tam olarak nerede tanımlayın
Müşteri destek personeli ile yakın bir çalışma ilişkisi koruyunTeknik ilerleme ve belirlenmesi konularında etkin raporlama
İstemci üst düzey yönetim ve idari personel ve uzman desteği sağlanmasıYeterli proje durum raporlama olun
Etkin proje yönetimi sağlamak için kaynaklara erişim sağlayınÇabaları ve planları ile ilgili değişikliklerin etkisi değerlendirin
Planlama çalışmaları, raporlar hazırlanması ve iletişim için yetki net çizgilere sahip bir proje organizasyonu tanımlayınProje yönetimi aktivite zinciri süreçlerinin birbirleriyle uyum içinde kalmasını sağlamak için koordine edilir


Kaynak: http://www.itxfc.com/content/proj_mgmt-govt.htm

Türkiye’de Proje Yönetim Firmalarının Geleceği


Proje yönetim firmaları, özellikle işlerini profesyonel bir bakış açısıyla takip etmek isteyen ancak bünyelerinde inşaat yapım öncesi ve yapım süreçlerini takip edecek teknik ve idari kadrolar barındırmayan yatırımcı firmalara hizmet vermektedirler. Son 5 yıla kadar, işveren firma (yatırımcı) bir ana yüklenici seçerek işlerin tamamını bu firmaya yaptırmakta, bu firmayı kendi adına kontrol ettirmek ve denetlemek amacıyla bir proje yönetim firması seçmekteydi. Bu proje yönetim firması, tamamen işveren temsilcisi pozisyonunda, sahadaki imalat kalitesinden iş güvenliğine, planlamadan raporlamaya kadar inşaat projelerinde yer alan tüm aşamaları kontrol etmekteydi. Ancak özellikle son dönemlerde, çok sayıda projeye yatırım yapan yatırımcı firmalar, başta satın alma güçlerinin de etkisiyle bazı malzeme ve cihazları kendileri toplu olarak satın almak ve işi tek bir ana yüklenici yerine birden çok yüklenici ile yürütme yoluna gitmektedirler.
Teoride toplu satın almalar vasıtasıyla bütçede ciddi bir tasarruf sağlansa bile çok sayıda yüklenicinin takip ve koordinasyonu beraberinde birçok sıkıntıyı getirmektedir. Daha önce tek bir firmayı takip etmekten sorumlu olan proje yönetim firmaları yeni durumda çok sayıda firma ile muhatap olmak durumunda kalmaktadır. Bu durum, beraberinde teknik kadroların artması anlamına gelmektedir. Bununla birlikte teknik ve idari manada birçok kararın alınması da projeyi yöneten profesyonel firmalar tarafından değil de işveren tarafından alındığından proje yönetim firmaları yükleniciler ile işveren arasında görev ve sorumlulukları çok net tarif edilmeyen ve yetkilerinin sınırı da tam olarak çizilmeyen bir konumda yer almaktadırlar. Bu da pratikte bu firmalardan istenen verimin alınmasını engellemektedir. Bir müteahhit kadar finansal güce sahip olmayan proje yönetim firmaları, varlıklarını da sürdürebilmek adına düşük kar marjlarıyla ve tamamen işverenlerin kendilerine tanıdıkları yetkilerle projeleri yönetmek durumunda kalmaktadırlar. Temel olarak bakıldığında bir inşaat projesinde aşağıdaki görevlerin yerine getirilmesi gerekmektedir:

  1. İşin Sahada Teknik Olarak Kontrol, Yönetim ve Koordinasyonu
  2. İş Programı Hazırlama ve Takibi
  3. Bütçe ve Nakit Akış Faaliyetleri
  4. İhale ve Sözleşme Süreçlerinin Takibi
  5. Proje Kontrol, Takip ve Raporlama Faaliyetleri
  6. Hakedişlerin Hazırlanması ve Onaya Sunulması
  7. Kalite Kontrol ve İş Güvenliği Takibi

İşte burada proje yönetim firmalarının yukarıda sıralanan iş kapsamlarını yapan mı yoksa işveren adına denetleyen mi olması gerektiği sorunu ile karşı karşıya kalınmaktadır. Temel olarak işverenler proje yönetim firmalarından şunları beklemektedirler:

  • Bütçe, süre, kalite üçgenine uygun bir proje yönetim anlayışı,
  • Projenin süresel, miktarsal ve finansal olarak düzenli takibi ve etkin raporlama yapılması,
  • Projenin önünü tıkayan sorunların tespiti, çözüm önerileri sunma, yerinde ve anında müdahale,
  • Şantiye saha ve ofis kadrolarının yetkin, deneyimli, teknik ve yönetsel donanımı yüksek, inisiyatif alan ve çözüm üreten profesyonellerden oluşması,
  • İş güvenliği konusunda tedbirlerin en üst seviyede alınması,
  • İnşaat uygulama öncesi hizmet ağının genişletilmesi.

Ancak yukarıda bahsetmiş olduğum yetki ve sorumluluk karmaşası ve elbette yapılacak olan işin firmalara olan maliyeti göz önünde tutulduğunda proje performansları istenen seviyede olamamakta ve İşverenler proje yönetim firmalarıyla çalışmak yerine kendileri tüm süreçleri takip edecek ekipler kurmaktadırlar. İnşaat kökenli yatırımcılarda konunun bu şekilde çözümlenmesi beklense de inşaat konusunda deneyimi olmayan firmaların tamamının kendi bünyelerinde çok sayıda ve profesyonel ekipleri istihdam etmeleri çok beklenen veya verimli bir çözüm olarak gözükmemektedir.
Bu sebeple, başarılı olmak ve sektörde farkındalık oluşturmak isteyen proje yönetim firmalarının verdikleri hizmet kapsamlarını ve yetki ve sorumluluk alanlarını işverenleri de ikna ederek genişletmeleri şarttır. Bu firmaların, bir ana yüklenici gibi uygulama sorumluluğunu, bütçesel ve süresel riskleri almaları (buna uygun bir bedel talep ederek) gayrimenkul geliştirme aşamasından, resmi kurumlarla ilişkilerin yönetilmesine, kalite kontrol süreçlerinden teknik danışmanlığa kadar geniş bir yelpazede hizmet sınırlarını arttırması, sektörde devamlılıklarını sağlamak adına gereklidir.
Bununla birlikte, aşağıda sıralanan hususlara yer veren firmalar rekabet ettikleri diğer firmalara göre bir adım önde olacaklardır:

  • Planlamaya önem veren ve proje yönetim süreçlerini doğru yöneten firmaların ve profesyonellerin ön plana çıkarak sektöre yön vermesi,
  • Yatırımcıların işlerini parçalı ihalelerle ana yüklenici seçmeden alt yüklenicilerle yönetme tercihlerinden ötürü teknik ve yönetsel kabiliyeti yüksek nitelikli personele sahip inşaat yönetim firmalarının ana yüklenicilerin yerini alması (CM@Risk)
  • Alt yüklenici firmalarda profesyonelleşme ve uzmanlaşmanın yaygınlaşması ve yatırımcıların seçim kriterlerine uygun bir alt yüklenici yönetim yapılanmasının gerçekleştirilmesi
  • Teknik uzmanlığa sahip danışmanlık yapan firmaların çoğalması
  • Web Tabanlı Proje Yönetiminin Yaygınlaşması
  • ERP Kullanımı ve Entegre Proje Yönetiminin Gelişmesi
Sonuç olarak, proje yönetim firmaları, Türk inşaat piyasasında kendilerine daha sağlam bir yer edinebilmek için, işveren beklentilerini karşılayacak deneyimli kadroları bünyelerinde barındırmalı, alt yüklenicilerden işverenlere kadar sektörde faaliyet gösteren tüm firmaları profesyonel yönetim şartlarına doğru yönlendirebilmeli, hizmet ağlarını genişletmeli, çağın gerektirdiği bilgisayar altyapısını da kullanarak entegre proje yönetim anlayışını benimsemeli ve sorunlara innovatif çözümler getirerek farkındalık oluşturabilmelidirler.
Levent Sümer

Proje Kontrol ve Proje Kontrol Sistemleri


Proje yönetimi organize, güvence yönetimi, önde gelen ve belirli hedeflere ulaşmak için kaynakları kontrol, planlama disiplindir. Bir proje tanımlı bir başlangıcı ve sonu (genellikle zaman kısıtlı ve genellikle fon veya teslim tarafından kısıtlı), geçici bir çaba olduğunu özgü amaç ve hedefleri karşılamak amacıyla başlatılan yararlı bir değişim meydana getirmek için tipik ya da katma değer . Projelerin geçici doğa ile tezat teşkil ediyor her zamanki gibi iş (veya işlemler) , ürün veya hizmet üretmek için tekrarlanan, kalıcı veya yarı kalıcı fonksiyonel aktiviteleri olan. Pratikte, bu iki sistemin yönetimi genellikle oldukça farklı, ve gibi farklı teknik beceri ve yönetim stratejilerinin geliştirilmesini gerektirir.
Proje kontrol proje yönetimi bağımsız bir fonksiyonu olarak tesis edilmelidir. Bu tanımlanan performans ve resmi hedefleri güçlendirmek amacıyla bir projenin işleme sırasında doğrulama ve kontrol işlevi uygular. Kontrol proje görevleri de vardır:
  • Doğru bilginin kaynağı ve güncelleme için altyapının oluşturulması
  • proje parametrelerinin farklılıkları iletişim için bir yol kurulması
  • intranet veya bir projenin temel performans indeks sistemi (KPI) belirlenmesi üzerine proje tabanlı bilgi teknolojilerinin gelişimi
  • uygun bir proje yapısı, proje iş akışı organizasyonu, proje kontrol ve yönetim gerçekleştirmek için yöntemlerin oluşturulması
  • proje parametrelerinin arasında şeffaflığın oluşturulması
Bu görevlerin yerine getirilmesi ve uygulanması kontrol projenin belirli yöntemler ve araçlar uygulayarak elde edilebilir. Proje kontrol ve aşağıdaki yöntemleri uygulanabilir:
  • yatırım analizi
  • maliyet-fayda analizleri
  • değeri yarar Analizi
  • uzman anketleri
  • simülasyon hesaplamalar
  • risk profili analizi
  • ücret hesaplamaları
  • kilometre taşı trend analizi
  • maliyet trend analizi
  • Hedef / gerçek karşılaştırma 

Kaynak: Wikipedia

Bilişim Toplumunda Proje Yönetiminin Stratejik Önemi ve Proje Yönetim Metodolojisi


Bilişim teknolojilerinde son yıllarda görülen hızlı gelişme; ülkelerin ekonomisinden ticarete, sağlıktan eğlenceye kadar yaşamın her alanındaki değişimlerde önemli katkıda bulunmuştur. Özellikle İnternetin gelişimi ve yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan yeni dünya düzenine ayak uydurmak için ülkeler, bilişim teknolojileri konusunda stratejiler geliştirerek hızla hayata geçirmektedir
Bilgi temelli ekonomiye geçişin yaşandığı günümüzde; şirketlerin katı hiyerarşik yapıları yıkılmakla birlikte dikey organizasyon yapılarından yatay organizasyon yapılarına geçilmektedir. Kurumlardaki işler proje olarak ele alınıp, proje yönetimi yaklaşımıyla yönetilmeye doğru gitmektedir. Bilişim proje yönetim metodolojileri ; geleneksel proje yönetim metodolojilerinin kanıtlanmış kısımları ve süreçleri baz alınarak yeni bir yaklaşım ile oluşturulmuştur
Dünyada Bilişim Sektöründe proje yönetimi, 1960?lı yıllarda uygulanmaya başlanılmasına rağmen ülkemizde hala, çok az sayıda firma proje yönetim metodolojisi kullanmaktadır.
Araştırma sonuçlarına göre :
-  Bilgi Teknolojileri  Projelerinin %74?ü ya başarısız ya da maliyet veya zaman aşımına uğramıştır.
- Bilgi Teknolojileri  Projelerinin %51?nin bütçesini %200 oranında aştığı ve hedeflenen özelliklerin %75?ini karşıladığı görülmüştür.
Projelerde görülen başarısızlığın en önemli nedeni, projeleri kötü yönetilmesidir.
Türkiye?nin bilgi çağını yakalayabilmesi için bilişim alanında stratejilerinin oluşturularak devlet ve kurum bazında tüm bilişim projelerine, proje yönetimi kapsamında yaklaşılması ve mutlaka ?proje yönetim metodolojisi?uygulanması teşvik edilmelidir. Bu şekilde kurumların, e-dönüşümünü sağlayarak verimliliklerini artırdıkları gibi bilişim sektörünün büyümesine de önemli katkılarda bulunacaklardır. Bilişim sektörü gelişmiş ülkeler, dünya pazarında rekabet güçlerini artırdıkları gibi ekonomilerinde de önemli sıçramalar görülmektedir.
Proje Yönetimi  Metodolojisi

Bilgi Teknolojileri projelerinin başarılı olması için en önemli faktörlerden birinin projenin iyi yönetilmesi olduğu yadsınamaz bir gerçek, fakat nasıl yönetmeli? Proje Yönetimine genel bir bakış açısıyla bakmak ve izlenecek yol konusunda PMI tanımlarını incelemekte fayda var :

PMI ( Project Management Institute )
1969 yılında Amerika da kurulmuş olan PMI bugün 100.000 den fazla üyesi olan ve Proje Yönetimi eğitimi ve sertifikası veren bir kuruluştur. PMI tarafından geliştirilen rehber PMBOK ( A Guide to the Project Management Body OfKnowledge ) bugün konusunda ANSI ve IEEE tarafından standart olarak kabul edilmekte ve bir çok sektörde proje yönetimi referans başvuru kitaplarından biri olarak kullanılmaktadır.

PMBOK ta Proje Yönetimi şöyle tanımlanır :
Bir projenin gereksinimlerini karşılamak üzere bilgi, beceri, araç ve tekniklerin tüm
aktivitelere uygulanması.

Proje Yönetimi bilgi ve pratikleri 5 süreç grubu ve 9 bilgi alanı ile tanımlanmıştır :

Süreç Grupları:

  1. Başlatma
Yeni bir proje gerekliliğinin ortaya çıkması ve başlangıcının onaylanması ile bu süreç başlar. Projenin tanımı yapılır ve onaylanır.

  1. Planlama
Proje yönetiminin en önemli sürecidir. Proje hedeflerinin gerçekleştirilmesi için gerekli adımlar tanımlanır.

  1. Yürütme
Planı gerçekleştirmek üzere insan kaynağı ve diğer tüm kaynaklar sağlanır, koordine edilir ve proje aktiviteleri gerçekleştirilir.

  1. Kontrol
Düzenli olarak projenin gelişimi izlenir ve ölçülür, gerekli olduğu durumlarda düzeltici faaliyetler planlanır.

  1. Kapanış
Projenin kabulü yapılır ve kapanışı duyurulur.

Yukarıdaki süreçlerin zamanlaması birbirinden keskin noktalarla ayrılmaz, çakıştığı zamanlar olur. Planlama, Yürütme ve Kontrol arasında ise kapanışa kadar devam eden döngüsel bir akış vardır.

Levent Karadağ


3 Temmuz 2012 Salı

İnşaat Proje Yönetiminde Ölçme ve Değerlendirme

İnşaat projelerinin hedeflenen durumun çok gerisinde kalmalarının, zararla kapanmalarının en önemli nedenlerinden biri “Ölçme ve Değerlendirme” konusunda, yüklenici firmanın yeterli kültür ve gerekli sisteme sahip olmayışıdır. İnşaat projeleri “Proje Yönetimi” metodolojilerinin uygulanabilirliği açısında en karmaşık ve kapsamlı örneklerdir. Her safhası gerekli detayda tasarlanıp takip edilmez, ölçme ve değerlendirmeye alınmaz ise sonuç parasal, miktarsal ve zamansal açıdan başarısızlık olacaktır. Bütçesi dahilinde ve süresi içinde tamamlanamayan bir projede ise “Proje Yönetimi” başarısından söz edilemez. Ölçme; bir varlık, durum veya olayın belli bir özelliğe sahip oluş derecesini belirleme işlemidir. İnşaat yönetiminde ölçme, bir imalat veya durumun, parasal, miktarsal veya zamansal ölçeğinin belirlenmesi olarak kullanılır. Değerlendirme; ölçme ile ortaya konulan duruma bir anlam verme işlemidir. İnşaat Proje Yönetiminde, ölçme ve değerlendirme olgusunu, “izleme-kontrol” safhası içeriği ile karıştırmamak gerekir. Ölçme ve değerlendirme, inşaat proje yönetiminin tüm safhalarında yapılması gereken işlemlerin doğruluğa en yakın şekilde tespit edilmesini sağlayan yöntem ve çalışmaların bütününü kapsar. Doğru proje yönetim kararları; proje verilerinin öğrenilme derecesini, ölçme ile ortaya konulduktan sonra bu ölçme sonuçlarına dayanarak neler yapılacağının kararlaştırılması şeklinde oluşur. Proje yönetim’in her safhasında oluşturulacak kararlar, bir önceki safhada oluşturulan verilere dayanılarak yapılır. İnşaat proje yönetiminde ilk safhalarda yapılacak olan ölçme ve değerlendirme hataları, projenin geleceğini tamamen ipotek altına almak demektir. İzleme-kontrol safhasında yapılacak olan, varsayılan ile gerçekleşen arasındaki farklılıkların tespitleri bize ancak kısmi düzeltme imkanı sağlayabilir. Projenin başarısı ilk safhalardaki kurgusunun doğruluğu ile doğru orantılıdır. Bu bildiride “Ölçme ve Değerlendirme” hangi safhalarda, hangi modüllerde, hangi detay seviyesinde ele alınması, gerekliliği, sebepleri ve sağlanabilirliğinin nasıl bir sisteme ihtiyaç gösterdiği anlatılmaya çalışılacaktır.
Yazının devamına linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İnşaat Proje Yönetiminde Temel İlkeler

İTÜ İnşaat Fakültesi'nde hazırlanan kapsamlı bir rapor, inşaat proje yönetimi konusunda bizi bir hayli aydınlatıyor. Özellikle temel ilkelere değinen Dr. Murat Kuruoğlu'nun raporuna linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Proje Yönetimi Olgusu

“İnşaat Proje Yönetimi” veya daha geniş kapsamı ile “Proje Yönetimi” olgusu binlerce yıldan beri süre gelen ve içeriği bugüne göre hemen hemen hiç değişmemiş bir olgudur. Proje Yönetiminin Amacı; zamanı, parayı, insan gücünü, makine ve teçhizatı en verimli şekilde kullanarak projeyi en uygun sürede, en uygun bütçe ile en kaliteli şekilde tamamlamak ise, (ki bu her zaman böyle idi) günümüz teknolojisi içinde değişen amaç değil, araçlar ve bu araçların metodolojisidir. Günümüz teknolojisi “İnşaat Yönetimi’ne bilgi ve beceri ‘Know-How’ dan ziyade uygulanabilirlik ‘Do-How’ getirmiştir. Yönetim’i bir sanat ve aynı zamanda bir bilim olarak değerlendirecek olursak; bir grup insanın belirlenmiş hedeflere yönlendirilmesi, aralarında iş bölümü ve koordinasyonun sağlanması kısmını yönetim sanatı olarak değerlendirebiliriz. Proje yönetiminin temel amacı olan, zamanı, parayı, insan gücünü, makine ve teçhizatı en verimli şekilde kullanarak projeyi en uygun sürede, en uygun bütçe ile en kaliteli şekilde tamamlanması bölümü ise yönetimin bilimsel içeriğidir. İşlerin başkaları aracılığı ile yaptırılması eylemini yürüten yönetim sanatı, kişisel özelliklere, becerilere, tecrübeye ihtiyaç gösterebilir. Yönetim bilimi ise; hedefleri doğru belirlemek için detaylı ön hazırlık çalışmalarını, planlama yapmayı, planlama hedefleri ile güncel durumu karşılaştırmayı, ölçme ve değerlendirmeyi, bu durum tespitleri ile projeksiyon çizmeyi geleceği daha doğru görebilmeyi gerektirir. Yönetim biliminde beceri, öncelikle bilgi ve veriye hakim olmak ile başlar. Bilgiye ve veriye ulaşabiliyor iseniz, bilgi sizindir. Yönetim kararlarınızın doğruluğu, ulaşabildiğiniz bilgi ve verinin doğruluğu oranında doğrudur. Ve yönetilecek olan veridir. Veriye ulaşamamak, yönetiminde bulunacağınız projenizde, çok büyük aksaklıklara sebep olacaktır. Proje yönetiminde başarı, ancak yönetim sanatı ile yönetim biliminin uyumu sonucu sağlanabilir. ERP sistemleri günümüzde, yönetim biliminin olmazsa olmaz aracıdır. ERP; bir işletmenin tüm bölüm ve faaliyetlerini idare etmelerine yardımcı olan, çoklu modül uygulamalı yazılım ile desteklenen, kurumsal kaynak planlama ve proje yönetim çözüm araçlarını ifade eden bir endüstri terimidir. ERP sistemleri işletmedeki tüm faaliyetleri birbiri ile entegrasyon içerisinde yönetmeyi hedefler. ERP; merkezi bir yönetim sistem ve denetim aracıdır. Yönetim biliminin labaratuvarı, eğitim salonu, uygulama aracıdır. ERP aynı zamanda süreçleri daha iyi anlamanızı ve yorumlamanızı sağlar. Süreç performans göstergelerini izleyip değerlendirebilmenizi sağlar. Süreç düzeltmeleri için gerekli ipuçlarını verir. ERP’siz yönetimlerde; verileri belki kayıt altındadır; AMA ulaşmak, toparlamak, raporlamak ve durumu görmek bazen çok zor, çoğu zaman İMKANSIZDIR ERP Sistemlerinde ise; tüm projeleriniz ve tüm veriler sizin kontrolünüzdedir. İnternet bağlantınızın olduğu her yerden, projeniz veya firmanızla ilgili her türlü veriye ulaşabilir, paylaşabilir ve değerlendirebilirsiniz. ERP Sistemlerinde; - Bir bilginin bir defa girilmesi, gerektiğinde paylaşılması ve tutarlı olması sağlanabilmekte, - Firma hedefleri doğrultusunda mevcut iş süreçlerinde iyileştirmeler ve değişiklikler yapılabilmekte, - Tüm süreçlerin entegre olarak çalıştığı bir bilgi sistemine sahip olunabilmekte, - Hızlı, hatasız, minimum maliyetle operasyonlar kaydedilebilmekte, - Doğru, tutarlı, gerçek zamanlı, istendiğinde detaylı, istendiğinde konsolide ve standart bilgiler içeren operasyonel ve analitik raporlar hazırlanabilmektedir. - Firma’da hedeflenen olası diğer projeler için altyapı oluşturulabilmektedir. Bir inşaat firmasının işlevselliği içinde, tüm noktalardaki verinin ortak bir veri tabanı içinde değerlendirilebilmesi gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek için proje, metraj, analiz, birim fiyat, teklif, hakediş, maliyet muhasebesi, demirbaş, puantaj, stok, cari hesap, satınalma yönetimi, ödeme planı, iş planları (Primavera), bütçe, nakit akış tabloları, kar-zarar hesapları gibi bütün verilerin kurduğunuz sisteme uygun format içinde bulunması, değerlendirilebilmesi ve yine sunuma uygun formatlar içinde gerekli noktalara iletilmesi gerekmektedir. Firmalarda, bu veriler genelde farklı programların içeriğinde veya farklı birimlerin ve kişilerin sorumluluğundadır. Mimari paket programdan, muhasebe programınızdan, iş planlama (CPM) programınızdan, teklif programınızdan, metrajlarınızdan gelmesi gereken veriler, bilgiler vardır. İşinizin gerektirdiği tüm modüllerdeki veriye her an ve internet üzerinden her mekandan ulaşabilmelisiniz. Aksi taktirde, projenizi hiç bir zaman bir bütün olarak göremezsiniz. Çözümün adı veya sisteminizi meydana getiren programlarınızın adı ne olursa olsun, tüm verinin ortak bir veri tabanı içinde akışını ve değerlendirilmesini sağlayamadığınız taktirde, veri sizin kontrolünüz de değildir. Dolayısı ile sonuçlar da sizin kontrolünüz altında değildir. Bu sonuçlar hiç beklemediğiniz anda, hiç beklemediğiniz bir şekilde sizi etkileyecektir. Çözüm : IT teknolojilerinde, bu konuda İnşaat Sektörü için geliştirilmiş, sektöre özel ERP sistemlerindedir.
Kaynak: http://www.avinal.com/

Zaman Yönetimi

Zaman yönetimi birçok alanda olduğu gibi, proje yönetiminin de gayet önemli bir husustur. Zamanı etkin bir şekilde nasıl yönetiriz ile ilgili videoyu izleyebilirsiniz.



Örnek bir uygulama: http://www.projectcenter.web.tr/

Temel Proje Yönetimi

Proje yönetiminin temellerini bulabileceğiniz bir video:



Örnek bir uygulama için tıklayın.

15 Haziran 2012 Cuma

Projeniz Okullu Olsun




Proje yönetiminde artık geleneksel "ürün odaklı" modellere yer yokBağımsız bir Proje Yönetim Grubu olan PY Group, geçtiğimiz günlerde inşaat ve gayrımenkul sektörüne yetkin eleman yetiştirmeyi amaçlayan Proje Okulu projesinin ilk seminerini düzenledi. Fikirden işletmeye toplam çözüm yönetimi konulu seminerin katılımcıları değişen dünyanın dinamiklerinin inşaat ve gayrımenkul yatırımlarına nasıl yansıdığına şahit oldular. Proje Okulu'nun amacı, inşaat ve gayrimenkul projelerinde verimsizliğe ve para kaybetmeye sebep olan kaynakların yetersiz kullanımı sorununa çözüm aramak. Proje Yönetim'in Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Doğançay'a göre bugün Türkiye'de hala geleneksel ürün odaklı proje yönetimi gerçekleştiriliyor. Özellikle büyük projelerde görev alan kişiler ya da kurumlar birbirleriyle iletişimsizliğin ve stratejik planlamaya yeteri kadar önem vermemenin acısını çekiyorlar. Proje Yönetim, tecrübelerinden yola çıkarak dünyada matematiksel bir yönetim modeli, yeni bir paradigma olarak ifade edilen bir proje yönetimi anlayışını "fikinden işletmeye toplam çözüm yönetimi" olarak adlandırdı. Bu yeni modelde planlamanın özellikle stratejik planlamanın projenin yaratılmasında ve geliştirilmesindeki önemine dikkat çekiliyor. CCI'nın (Client Construction Network) verdiği bilgilere göre stratejik planlamanın projenin toplam maliyetindeki payı yüzde 5 olmasına rağmen, projenin toplam ticari başarısına etkisi yüzde 65'lere varıyor. Yapım ve uygulama aşamasındaki maliyetlerin toplam maliyet içindeki payı yüzde 85 iken, projenin toplam ticari başarısı içindeki payı ancak yüzde 10 seviyelerinde kalıyor.
İşte Proje Yönetim Grubu'nun anlatmaya çalıştığı da bu. Proje Okulu da, projelerini bu ufak matematik hesabını dikkate alarak yapmak isteyenlere, bunu nasıl yapacaklarını anlatıyor.
"Projeler artık çok paydaşlı"
*Proje Yönetimi'nin başkanı olarak Türkiye'de inşaat ve gayrimenkul sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçtiğimiz yıl depremler, inşaat sektöründe yeni yapılanmalar için çıkış noktası oluşturdu. İnşaat sektöründe yeni gelişmeleri regüle edecek yeni yasalar hazırlanıyor. Ancak çıkan yasalar hala geleneksel modeller ve yaklaşımlara dayalı.
* Bugün hâlâ geleneksel anlayışlar hakim dediniz...
Değişen iş ve yönetim anlayışları ve yeni ekonominin değişen koşulları yakın geçmişte sadece işveren, tasarımcı, müşavir mühendis ve yükleniciden oluştuğunu sandığımız proje paydaşlarının sayısı hızla artmaya başladı. Finansörler, işletmeciler, pazarlamacılarla başlayan bu artış, projeden etkilenen çevreci örgütlerden halka arzlarla hisse senedi sahiplerine kadar uzandı.



kaynak: http://arsiv.sabah.com.tr/2000/08/20/t11.html

İnşaat Yönetimi'ne Genel Bakış


İngilizce adı "construction management" olan inşaat yönetimi sanıldığı üzere sadece bir yapıyı inşaa etmek değildir. İnşaat yönetiminde belirli bir iş planı üretilmesi söz konusudur. Burada, Proje işletme planlaması, maliyet hesapları, zaman hesapları, kalite kontrol, yönetimsel iletişim, güvenlik yönetimi gibi teknik işlerin projelendirilmesi, bu işlerin yönetici kadrolarının ve takımlarının hesaplanması, proje kontrollerinin yapılması, elemanlara rol ve sorumluluk tayini gibi işler söz konusudur.
Türkiye'de müteahhit firmaların yaptığı bir iştir ve dört farklı kurumun bir arada çalışmasını düzenler: 1. Sahip; işveren veya arsa sahibi. 2. Müteahhit, inşaatı yapan kurum. 3. Devlet veya İlgili yasalar ve 4. Tasarımcı, Mimar ve Mühendisler. Yapılan İşleri: Proje süreçlendirmesi ve iş tanımları, teknik maaliyet hesabı, para akış hesapları, fleksibilite hesapları, tasarım danışmanlığı ve mimari hesaplar, mühendislik hesapları, kaynak aktarımı, kaynak bulunması, yasal takipler, eleman ayarlanması ve daha niceleri..
Türkiye'de İnşaat yönetimi için bir firma arıyosanız, gelin Çobanlı inşaatla görüşün, bizimle iletişim kurmak için burayı tıklayın. Unutmayın, inşaat yönetimi demek müteahhitlik demek değil sadece, yapılan projenin işletilmesini de karşılamaktır.
Bilgisayar Destekli İnşaat Yönetimi
Dünyada İşletme yönetimi açısından en ileri ülke sayılan ABD’de 1960 yıllarda bilgisayarların gelişimi ve yaygınlaşması ile birlikte “Bilgisayar destekli İnşaat planlaması” ön plana çıkmaya başlamıştır. 1957-58 yıllarında geliştirilmeye başlanmış olan CPM metodolojisinin kullanımı, 1960'lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri Genel Müteahhitler Birliğince uygulamada ve eğitimde de onaylanmıştır. ABD yönetiminin inşaatla ilgili kuruluşlarının, CPM kullanımını büyük projelerde zorunlu hale getirmesinden sonra ise büyük önem kazanmışlardır. Bu metodolijiyi çözen programlar o denli yaygın ve kullanışlı bir araç haline gelmişlerdir ki; herhangi bir inşaat davasında, mahkemeler bile, CPM çözümünü davayı incelemek için ön şart olarak istemektedirler. 1990’lı yıllardan sonra ise ABD’de “İnşaat Proje Yönetimi” için bir standart oluşturulmuştur.
Bu kapsamda, öncelikle mal sahibi veya yatırımcının sorunu olan inşaat proje yönetimi için hazırlanmış bulunan standart, uygar dünyanın girişimcilere sağladığı en büyük destek olduğu gibi, inşaat proje yönetiminin de iş tanımı (job description) niteliğindedir. Öte yandan ABD İnşaat Yöneticileri Birliği’nce (CMAA Construction Management Associotion of America) inşaata özgün biçimde hazırlanmış olan Standart, “İnşaat Yönetim” safhasında görev alan teknik personeli de genel nitelikteki ABD Proje Yönetim Derneği (PMI) esaslarını inşaata uyarlama çabasından kurtarmış bulunmaktadır. Mühendisler Odası tarafından bastırılan CMAA’nın İnşaat Yönetiminin Hizmet ve Uygulama Standardı şu işlevleri kapsamaktadır.
  1. Proje yönetimi
  2. Maliyet yönetimi
  3. Süre yönetimi
  4. Kalite yönetimi
  5. Sözleşme uygulaması
  6. İş güvenliği programı
Neyi planlar ve yönetiriz? Neyi denetleriz: Proje, maliyet ve süre; miktar, zaman ve parasal içerikli olup aritmetiksel algoritmaya sahip veri değerlendirme programları içinde incelenmesi gereken kavramlardır. “Yönetim/Planlama” olgusu içinde yer alması gereken bu kavramlar kişilerin yönetim becerisi, kullanılan yazılım ve araçlara veya yönetim kararları doğrultusunda değişkenlik gösterip, farklı miktarda, farklı zamanlarda, farklı maliyetlerde olabilir.
Kalite, sözleşme, iş güvenliği kavramları ise “denetim” olgusu içinde düşünülmelidir. Yöneticinin becerileri ile sınırlandırılmış değerler olmayıp; şartnameler, standartlar, sözleşmeler tarafından belirlenmiş hedeflerdir. Aritmetiksel algoritmalara sahip değillerdir. Bu noktada kullanmamız gereken veri değerlendirme programları değil, uymamız gereken kural, yöntem ve standartlar vardır.

Kaynak:http://www.insaatyapimi.com/insaatyonetimi.html
Örnek bir uygulama: http://www.projectcenter.web.tr/

İnşaat Sektöründe Katma Değer ve Proje Yönetimi


İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.


2010 yılında ekonomik krizin etkilerini üzerinden atan ve yılı %15,1 oranında büyümeyle kapatacağı öngörülen inşaat sektörü 10,8 milyar dolar reel katma değere ulaştı. Net ihracatçı yapısı ve istihdam odağı olması gibi özellikleriyle dikkat çeken inşaat malzemeleri sanayisi ise 68,1 milyar TL’liküretim hacmiyle ekonominin lokomotifi olmaya devam etti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma ve ihracattaki başarılı performans sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.
İMSAD için Etiplan Araştırma Şirketi tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sektöründe Dağıtım Kanallarının Geleceği Araştırması’nın ekonomik verilere yer verilen ilk bölümü sonuçlarına göre, inşaat sektörünün 5 yıllık ortalama büyüme hızı %13,6 olacak. Aynı dönemde GSYH yıllık ortalama artışının ise %5 civarında seyretmesi bekleniyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
Araştırmada; yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde, gelecek beş yıl için ortalama yıllık artış hızının %12,8’e, 2015 yılında iş hacminin 40,4 milyar dolara ulaşacağı öngörüldü.
İnşaat malzemeleri sanayisinin bugünkü üretim hacmi 68,1 milyar TL’ye ulaşırken, bu değer 30 alt sektör ve 135 ürün grubunu kapsıyor. Sektörde önümüzdeki beş yılın büyüme ortalaması %14,5 olarak tahmin ediliyor.
İnşaat malzemeleri sanayisinde 2008 yılında 24,3 milyar dolara kadar çıkan ihracatın, küresel ekonomik krizin etkili olduğu 2009’da gerileme kaydettikten sonra 2010 yılında 18,7 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor. İhracatın son beş yıldaki ortalama yıllık artış hızı %15 olurken, bu artış hızının gelecek yıllarda (2011-2015) yılda %16,5 oranında olması bekleniyor.
2010 yılı itibarıyla en fazla inşaat malzemesi ihraç edilen ülkeler ise Irak, Mısır, Libya ve BirleşikArap Emirlikleri oldu. Bu ülkeleri İngiltere, Cezayir, Almanya ve İran izledi. Bu sekiz ülkenin toplamdaki payı %45’i buluyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: “İnşaattaki toparlanma Türkiye ekonomisinin büyümesine ve istihdama olumlu yansıdı.”
“Küresel ekonomik krizin ardından gösterdiği toparlanma performansıyla dünya sıralamasında yerini alan Türkiye ekonomisi, 2010 yılının ilk dokuz aylık döneminde GSYH gelişme hızında %8,9 oranında artış kaydetti. İnşaat sektörü ise yılın 3. çeyreğinde %24,6 oranında büyüme yaşayarak en hızlı büyüyen sektör oldu. Böylece her zaman dile getirdiğimiz lokomotif sektör olgusu bir kez daha ispatlandı. İstihdam ayağında da 2010 yılında toparlanma sinyali belirginleşti. 2007 yılının ilk çeyreğinden beri ilk kez artıya geçen istihdam verisi, inşaat sektöründeki toparlanmanın tabana yayılmaya başladığını gösteriyor. Türkiye ekonomisinin %7-8 büyümeyle tamamlayacağı beklenen 2010 yılı, inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş dönemi oldu.”
Prof. Dr. Kerem Alkin (İMSAD Ekonomi Danışmanı): 3x100 milyar $ hedefini yakalayabilir, hatta geçebiliriz!”
“Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı 2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde, diğer bir ifade ile 1,5 trilyon dolara yakın bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen Türk ekonomisinde, inşaat sektörünün bu hedefe önemli katkı sağlaması, GSYH büyümesindeki katkısını yüzde 5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesini gerektirmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’de özel sektör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilen toplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en az yüzde 15 artması gerekirken, inşaat sektörü yatırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yakalaması gereğidir.
nşaat sektörü, bulunduğumuz coğrafyada, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde 2023’e kadarki zaman diliminde alt ve üst yapı inşaat projelerindeki hamleyi dikkate alarak, inşaat malzemesiihracat hacmini 100 milyar dolara, müteahhitlik hizmetlerinden Türkiye’nin elde ettiği geliri 100 milyar dolara ve yurtiçi inşaat sektörü hacmini de 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Türkiye, 2023 yılında toplam ihracatının yüzde 20 ile 25oranında bir bölümünü yüksek kalitede ve nitelikli inşaat malzemesi ihracatı ile gerçekleştirmeyi başarırsa; 100 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihracat hedefi başarılabilir. Ulusal bazda ise; Türkiye’nin toplam sabit yatırımlarının en az yüzde 50’sinin inşaat sektörü yatırımları olarak gerçekleşmesi ve inşaat yatırımlarında ortalama reel büyümenin yüzde 18 düzeyinde gerçekleşmesi, sektörün yurtiçi pazar büyüklüğünün de 100 milyar doları yakalaması, hatta geçmesi anlamına gelecektir.”

Rakamlarla Türk inşaat sektörü
2010 büyüme oranı: %15,1
Reel katma değer: 10,8 milyar dolar
Özel sektör inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 57,6 milyar TL
Kamu inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 31,1 milyar TL
İnşaat sektörünün ürettiği toplam katma değer: 59,3 milyar TL
GSYH içindeki payı: %5,6
Toplam yatırımlardaki payı: %46,1
İnşaat sektöründe çalışan sayısı: 1.307.000
Toplam istihdamdaki payı: %5,7
Dolaylı istihdam hacmi (kayıt dışı dahil): 4.560.000

2015 öngörüleri
GSYH Büyüme Oranı                                       : %4,7
Toplam Sabit Yatırımlar Artış Oranı     : %7,5
İnşaat Sektörü Büyüme Oranı   : %10,1
Yurt dışı Müteahhitlik Hizm. Büyüme Oranı : %15,0
Yurt dışı Müteahhitlik İş Hacmi   : 40,4 Milyar USD
İnşaat Malzemeleri Sanayi Büyüme Oranı  : %14,5
İnşaat Malzemeleri İhracatı Büyüme Oranı  : %17,5
İnşaat Malzemeleri İhracat Hacmi   : 40,2 Milyar USD


İnşaat Proje Yönetimi Temel İlkeleri


İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.


2010 yılında ekonomik krizin etkilerini üzerinden atan ve yılı %15,1 oranında büyümeyle kapatacağı öngörülen inşaat sektörü 10,8 milyar dolar reel katma değere ulaştı. Net ihracatçı yapısı ve istihdam odağı olması gibi özellikleriyle dikkat çeken inşaat malzemeleri sanayisi ise 68,1 milyar TL’liküretim hacmiyle ekonominin lokomotifi olmaya devam etti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, konut sektöründeki canlanma ve ihracattaki başarılı performans sayesinde 2010 yılında inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş döneminin başladığını vurguladı.
İMSAD için Etiplan Araştırma Şirketi tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sektöründe Dağıtım Kanallarının Geleceği Araştırması’nın ekonomik verilere yer verilen ilk bölümü sonuçlarına göre, inşaat sektörünün 5 yıllık ortalama büyüme hızı %13,6 olacak. Aynı dönemde GSYH yıllık ortalama artışının ise %5 civarında seyretmesi bekleniyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
Araştırmada; yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde, gelecek beş yıl için ortalama yıllık artış hızının %12,8’e, 2015 yılında iş hacminin 40,4 milyar dolara ulaşacağı öngörüldü.
İnşaat malzemeleri sanayisinin bugünkü üretim hacmi 68,1 milyar TL’ye ulaşırken, bu değer 30 alt sektör ve 135 ürün grubunu kapsıyor. Sektörde önümüzdeki beş yılın büyüme ortalaması %14,5 olarak tahmin ediliyor.
İnşaat malzemeleri sanayisinde 2008 yılında 24,3 milyar dolara kadar çıkan ihracatın, küresel ekonomik krizin etkili olduğu 2009’da gerileme kaydettikten sonra 2010 yılında 18,7 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor. İhracatın son beş yıldaki ortalama yıllık artış hızı %15 olurken, bu artış hızının gelecek yıllarda (2011-2015) yılda %16,5 oranında olması bekleniyor.
2010 yılı itibarıyla en fazla inşaat malzemesi ihraç edilen ülkeler ise IrakMısırLibya ve BirleşikArap Emirlikleri oldu. Bu ülkeleri İngiltere, Cezayir, Almanya ve İran izledi. Bu sekiz ülkenin toplamdaki payı %45’i buluyor.
Net ihracatçı bir sektör olan inşaat malzemesi sanayisinin dış ticaret fazlası 2010 yılında 11,5 milyar doları aştı.  Aynı yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı %260’a erişti.
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: “İnşaattaki toparlanma Türkiye ekonomisinin büyümesine ve istihdama olumlu yansıdı.”
“Küresel ekonomik krizin ardından gösterdiği toparlanma performansıyla dünya sıralamasında yerini alan Türkiye ekonomisi, 2010 yılının ilk dokuz aylık döneminde GSYH gelişme hızında %8,9 oranında artış kaydetti. İnşaat sektörü ise yılın 3. çeyreğinde %24,6 oranında büyüme yaşayarak en hızlı büyüyen sektör oldu. Böylece her zaman dile getirdiğimiz lokomotif sektör olgusu bir kez daha ispatlandı. İstihdam ayağında da 2010 yılında toparlanma sinyali belirginleşti. 2007 yılının ilk çeyreğinden beri ilk kez artıya geçen istihdam verisi, inşaat sektöründeki toparlanmanın tabana yayılmaya başladığını gösteriyor. Türkiye ekonomisinin %7-8 büyümeyle tamamlayacağı beklenen 2010 yılı, inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye geçiş dönemi oldu.”
Prof. Dr. Kerem Alkin (İMSAD Ekonomi Danışmanı): 3x100 milyar $ hedefini yakalayabilir, hatta geçebiliriz!”
“Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı 2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde, diğer bir ifade ile 1,5 trilyon dolara yakın bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen Türk ekonomisinde, inşaat sektörünün bu hedefe önemli katkı sağlaması, GSYH büyümesindeki katkısını yüzde 5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesini gerektirmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’de özel sektör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilen toplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en az yüzde 15 artması gerekirken, inşaat sektörü yatırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yakalaması gereğidir.
nşaat sektörü, bulunduğumuz coğrafyada, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde 2023’e kadarki zaman diliminde alt ve üst yapı inşaat projelerindeki hamleyi dikkate alarak, inşaat malzemesiihracat hacmini 100 milyar dolara, müteahhitlik hizmetlerinden Türkiye’nin elde ettiği geliri 100 milyar dolara ve yurtiçi inşaat sektörü hacmini de 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Türkiye, 2023 yılında toplam ihracatının yüzde 20 ile 25oranında bir bölümünü yüksek kalitede ve nitelikli inşaat malzemesi ihracatı ile gerçekleştirmeyi başarırsa; 100 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihracat hedefi başarılabilir. Ulusal bazda ise; Türkiye’nin toplam sabit yatırımlarının en az yüzde 50’sinin inşaat sektörü yatırımları olarak gerçekleşmesi ve inşaat yatırımlarında ortalama reel büyümenin yüzde 18 düzeyinde gerçekleşmesi, sektörün yurtiçi pazar büyüklüğünün de 100 milyar doları yakalaması, hatta geçmesi anlamına gelecektir.”

Rakamlarla Türk inşaat sektörü
2010 büyüme oranı: %15,1
Reel katma değer: 10,8 milyar dolar
Özel sektör inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 57,6 milyar TL
Kamu inşaat yatırımlarının büyüklüğü: 31,1 milyar TL
İnşaat sektörünün ürettiği toplam katma değer: 59,3 milyar TL
GSYH içindeki payı: %5,6
Toplam yatırımlardaki payı: %46,1
İnşaat sektöründe çalışan sayısı: 1.307.000
Toplam istihdamdaki payı: %5,7
Dolaylı istihdam hacmi (kayıt dışı dahil): 4.560.000

2015 öngörüleri
GSYH Büyüme Oranı                                       : %4,7
Toplam Sabit Yatırımlar Artış Oranı     : %7,5
İnşaat Sektörü Büyüme Oranı   : %10,1
Yurt dışı Müteahhitlik Hizm. Büyüme Oranı : %15,0
Yurt dışı Müteahhitlik İş Hacmi   : 40,4 Milyar USD
İnşaat Malzemeleri Sanayi Büyüme Oranı  : %14,5
İnşaat Malzemeleri İhracatı Büyüme Oranı  : %17,5
İnşaat Malzemeleri İhracat Hacmi   : 40,2 Milyar USD


Türk İnşaat Sektörüne Genel Bakış


IMF verilerine göre, 2010 yılında GSYH sıralamasında dünyada 16.sıraya yükselecek olan Türkiye’nin 2026 yılında dünyanın 13. büyük ekonomisi olması bekleniyor. Yani Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payın giderek yükselmesi ve ekonomisi güçlü bazı ülkelerin önüne geçmesi beklentisi var. Türkiye bu büyümeyi ancak ve ancak rekabetçi ve katma değeri yüksek sektörleri ile gerçekleştirebilecektir. Bu tanıma her yönüyle uyan sektörlerin en başında ise Türk İnşaat Sektörü geliyor. Önümüzdeki dönemde dünyada dengelerin ve buna bağlı iş yapış modellerinin de yeniden şekillendiği bir ortamda olacağımızı biliyor ve buna göre planlarımızı yapıyoruz.

Önümüzdeki dönemde Türk inşaat sektörü olarak güçlü yanlarımız Türk Müşavir, Mühendis ve Mimarlarının gitgide daha etkin rol üstlenmeleri, dünyada Çin’in ardından 2. sıraya yerleşen Türk Müteahhitlerinin dünyanın heryerinde daha büyük projelerin peşinde olması ve tabi ki Türk inşaat malzemelerinin de bölgesi dışına taşarak dünyada üretim üssü olmak hedefine koşuyor olmasıdır. Bugün çimento, seramik, demir-çelik, doğal taş üretimi gibi pek çok üründe Avrupa’da ve Dünya’da üretim ve ihracatta ilk sıralarda bulunuyoruz.

Diğer taraftan iç pazarda ise kişi başı inşaat malzemesi tüketimi gelişmiş ülkelerin çok altında bulunuyor. Depreme karşı yapı güvenliği başta olmak üzere mevcut yapıların kayıt altına alınarak iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Artık Türk inşaat sektörünün gündeminde iklim değişikliği ile mücadele ve düşük karbon ekonomisi, sanayide ve binalarda enerji verimliliği için kamu-özel sektör işbirliğinde atılması gereken adımlar, çevre ile ilişkili ürün yaşam döngülerinin belirlenmesi, inovasyon ve ARGE’ye artarak verilmesi gereken önem ve özetle sürdürülebilir büyümeye geçiş önemli yer tutuyor ve gelecekte bu konular daha da önem kazanacak. Özellikle binalarda enerji verimliliği konusunda atılacak adımların yapıların deprem güvenliği açısından da ele alınmasını sağlayacağını düşünüyoruz.

İnşaat sektörünün gelişme hızı 7 çeyrektir negatif büyüme ile sonuçlanıyor. 2008 ve 2009 yılı 3. dönem toplam 2 yılda küçülme oranı ise %26,1’e ulaştı.

İnşaat sektörü istihdama %5,7 katkı sağlıyor ve inşaat malzemeleri sanayisinden gelen +%2’lik katkı ile toplam istihdama katkı %7’yi buluyor ve kayıtdışı çalışanlarla toplam katkı %10’a yaklaşıyor.

Sektörde henüz sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme ortamı sağlanamamıştır. Diğer taraftan durgunluk ve küçülme ile karşılaşan diğer ülkelere göre yine de gelecek beklentisinin hem sektörümüz için, hem de ülkemiz için daha iyi bir noktada olduğunu düşünüyoruz. Bu iyimser beklentimizi maksimum faydaya dönüştürmek içinse başta özel sektör ve gerektiğinde kamu işbirliklerinin önem taşıdığının bilincindeyiz.

Çok sayıda önemli alt sektörü içeren inşaat malzemesi sanayisinin toplam büyüklüğü ve ekonomiye, ihracata katkısı yeterince ifade edilmiyor. 2008 yılında 24,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek ihracatta 1.sırada yer alan sektörün 2023 yılı ihracat hedefini de İMSAD olarak 100 milyar dolar olarak belirledik ve bu hedefi ilkini geçen yıl düzenlediğimiz ve bu yıl ikincisini düzenleyeceğimiz 1.İnşaatta Kalite Zirvesi’nde kamuoyu ile paylaştık. Şimdi 100 milyar dolar ihracat hedefinin alt kırılımlarına odaklandık. Sektörümüzün 2023 yılı için hedeflenen toplam 500 milyar dolar ihracatın önemli bölümünü gerçekleştirmesi için İMSAD olarak altyapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

25. faaliyet yılını tamamlayan İMSAD bugün bünyesinde 23 sektör derneği ve 72 sanayici kuruluştan 208 üyesi ile inşaat sektöründe çok önemli bir güç merkezi haline geldi. İMSAD üyeleri yaklaşık 1,5 milyon çalışan istihdam ediyor. İMSAD, Türk inşaat sanayisinin ve ilgili tüm sektörlerin gelişmesini ve büyümesini sağlamak, sektörde kurallar oluşturarak uygulanmasına yönelik katkı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor.


Orhan Turan
İMSAD İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı


Kaynak: Orhan Turan - yapiveri.com
Örnek bir uygulama için tıklayın.