15 Haziran 2012 Cuma

Türk İnşaat Sektörüne Genel Bakış


IMF verilerine göre, 2010 yılında GSYH sıralamasında dünyada 16.sıraya yükselecek olan Türkiye’nin 2026 yılında dünyanın 13. büyük ekonomisi olması bekleniyor. Yani Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payın giderek yükselmesi ve ekonomisi güçlü bazı ülkelerin önüne geçmesi beklentisi var. Türkiye bu büyümeyi ancak ve ancak rekabetçi ve katma değeri yüksek sektörleri ile gerçekleştirebilecektir. Bu tanıma her yönüyle uyan sektörlerin en başında ise Türk İnşaat Sektörü geliyor. Önümüzdeki dönemde dünyada dengelerin ve buna bağlı iş yapış modellerinin de yeniden şekillendiği bir ortamda olacağımızı biliyor ve buna göre planlarımızı yapıyoruz.

Önümüzdeki dönemde Türk inşaat sektörü olarak güçlü yanlarımız Türk Müşavir, Mühendis ve Mimarlarının gitgide daha etkin rol üstlenmeleri, dünyada Çin’in ardından 2. sıraya yerleşen Türk Müteahhitlerinin dünyanın heryerinde daha büyük projelerin peşinde olması ve tabi ki Türk inşaat malzemelerinin de bölgesi dışına taşarak dünyada üretim üssü olmak hedefine koşuyor olmasıdır. Bugün çimento, seramik, demir-çelik, doğal taş üretimi gibi pek çok üründe Avrupa’da ve Dünya’da üretim ve ihracatta ilk sıralarda bulunuyoruz.

Diğer taraftan iç pazarda ise kişi başı inşaat malzemesi tüketimi gelişmiş ülkelerin çok altında bulunuyor. Depreme karşı yapı güvenliği başta olmak üzere mevcut yapıların kayıt altına alınarak iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Artık Türk inşaat sektörünün gündeminde iklim değişikliği ile mücadele ve düşük karbon ekonomisi, sanayide ve binalarda enerji verimliliği için kamu-özel sektör işbirliğinde atılması gereken adımlar, çevre ile ilişkili ürün yaşam döngülerinin belirlenmesi, inovasyon ve ARGE’ye artarak verilmesi gereken önem ve özetle sürdürülebilir büyümeye geçiş önemli yer tutuyor ve gelecekte bu konular daha da önem kazanacak. Özellikle binalarda enerji verimliliği konusunda atılacak adımların yapıların deprem güvenliği açısından da ele alınmasını sağlayacağını düşünüyoruz.

İnşaat sektörünün gelişme hızı 7 çeyrektir negatif büyüme ile sonuçlanıyor. 2008 ve 2009 yılı 3. dönem toplam 2 yılda küçülme oranı ise %26,1’e ulaştı.

İnşaat sektörü istihdama %5,7 katkı sağlıyor ve inşaat malzemeleri sanayisinden gelen +%2’lik katkı ile toplam istihdama katkı %7’yi buluyor ve kayıtdışı çalışanlarla toplam katkı %10’a yaklaşıyor.

Sektörde henüz sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme ortamı sağlanamamıştır. Diğer taraftan durgunluk ve küçülme ile karşılaşan diğer ülkelere göre yine de gelecek beklentisinin hem sektörümüz için, hem de ülkemiz için daha iyi bir noktada olduğunu düşünüyoruz. Bu iyimser beklentimizi maksimum faydaya dönüştürmek içinse başta özel sektör ve gerektiğinde kamu işbirliklerinin önem taşıdığının bilincindeyiz.

Çok sayıda önemli alt sektörü içeren inşaat malzemesi sanayisinin toplam büyüklüğü ve ekonomiye, ihracata katkısı yeterince ifade edilmiyor. 2008 yılında 24,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek ihracatta 1.sırada yer alan sektörün 2023 yılı ihracat hedefini de İMSAD olarak 100 milyar dolar olarak belirledik ve bu hedefi ilkini geçen yıl düzenlediğimiz ve bu yıl ikincisini düzenleyeceğimiz 1.İnşaatta Kalite Zirvesi’nde kamuoyu ile paylaştık. Şimdi 100 milyar dolar ihracat hedefinin alt kırılımlarına odaklandık. Sektörümüzün 2023 yılı için hedeflenen toplam 500 milyar dolar ihracatın önemli bölümünü gerçekleştirmesi için İMSAD olarak altyapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

25. faaliyet yılını tamamlayan İMSAD bugün bünyesinde 23 sektör derneği ve 72 sanayici kuruluştan 208 üyesi ile inşaat sektöründe çok önemli bir güç merkezi haline geldi. İMSAD üyeleri yaklaşık 1,5 milyon çalışan istihdam ediyor. İMSAD, Türk inşaat sanayisinin ve ilgili tüm sektörlerin gelişmesini ve büyümesini sağlamak, sektörde kurallar oluşturarak uygulanmasına yönelik katkı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor.


Orhan Turan
İMSAD İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı


Kaynak: Orhan Turan - yapiveri.com
Örnek bir uygulama için tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder